Annem ve Nihan'la Papachatzis'in dükkanında süngerleri mıncıklarken, tesadüfen yabancı bir grup geldi.Rehber sünger ve süngercilik hakkında grubu bilgilendirirken bizde engin bilgisinden faydalandık.Aklımda kalanları ayrı bir bölümde anlatmak istedim...
Süngerciliğin izini antik Yunan'a kadar sürebilirmişsiniz.Kos gibi şehirler tarımcılıkla geçinirken,kuru ikliminden dolayı verimsiz topraklara sahip Kalymnos'ta ise süngercilik yapılırmış.Zamanında sünger avı için adalar toplamında 400 tekne denize çıkarsa bunlardan en az 300'ü Kalymnos'tan olurmuş.
Av için Pothea Limanından ayrılan tekneleri avcıların eşleri,anneleri bembeyaz eşarpları ile uğurlarmış.Haftalar,bazen de aylar sürermiş avlar.Ege Denizi'nden Mısır'a kadar uzanırmış rotaları..
Avcılar hiç bir ekipman olmadan çıplak ya da sadece bir şortla,dibe batmak için bellerine kayalar bağlayarak ve bir ipe tutunarak ararlarmış süngerleri.Nefeslerini dakikalarca tutarak sepetlerini doldurana kadar kalırlarmış denizde.Temizlenmemiş hali siyah kayalara benzeyen süngerleri bağlı oldukları kayalardan bıçaklarla kesip,bellerine bağlı sepetlerine koyarlarmış.Sepet dolunca kayaların ipini kesip,diğer ipe asılarak belki son nefesiyle bir gayret yüzeye..
Sünger akıllı mikroorganizmaların bir araya gelerek oluşturduğu bir canlı.Yakınında ne varsa bazen kayalar,bazen mercanları taklit edermiş.Zira 12-20 metreden toplanan süngerler genelde yakınlarında bulundukları kayalara,daha derinlerden toplanan büyük süngerler mercanlara benziyor.
Bu arada teknedekilerde boş durmuyor tabii..Denizden çıkan o an için siyah ve yumuşak olan süngerleri ayaklarıyla üzümün suyunu çıkarır gibi eziyorlar."Sağma"denilen bu işlem içindeki kötü kokulu canlı organizmanın çıkmasını sağlıyor.Bu işlem iplere dizilen süngerler teknenin arkasından denize salınıp iyice temizlenmesiyle devam ediyor.İyice temizlenen süngerler kurumak üzere teknenin üstüne asılıyor.Gerisi güneş ve rüzgarın işi..
Çok zor şartlarda gerçekleştirilen bu seferler sonrasında,limanda bekleyen beyaz eşarplı kadınların çoğu eşarplarını siyaha çeviriyorlarmış.Belki hastalıklardan,çoğu zaman derinlik sarhoşluğundan erkeklerinin mezarları derin sular olurmuş...Daha sonra bir hortum aracılığıyla dalgıca yüzeyden hava basılan, "nargile" sistemi geliyor gündeme.Çok pratik olmasada günümüzde zaman zaman hala kullanılan bu sistem 1940'lı yıllarda yerini regülatör yani tüple dalışa bırakıyor.Dalgıça bir yere bağlı kalmadan su altında dolaşma özgürlüğü veren bu sistem artık avcıların bir numaralı tercihi..
Dalgıçların dükkanlara getirdikleri siyah yüzeyli süngerler,burada da türlü işlemlerden geçiyorlar.İlk önce üstündeki taşlar kırılsın diye bir saat kadar asitte bekletiyorlar.Daha sonra bahçe makasına benzeyen koca makaslarla kırpma ve şekillendirme başlıyor.Makbul olan natürel yani kahverengimsi sünger.Yine de krem renkli süngerler genelde daha fazla tercih ediliyormuş.Beyazlatma için süngerleri ilk önce potasyum çözeltisinde bekletiyorlar.Çözeltiden kırmızımsı renk çıkan süngerler bu sefer bir çeşit asitte,en sonda suda bekletiliyor ve akça pakça olup satışa hazır hale geliyor...
Başta kozmetik olmak üzere bir çok alanda kullanılan ve aslında büyük bir pazara sahip alan natürel süngercilik,ucuz olması açısından bir çok alanda yerini yapay süngerlere bıraksada,hem dekoratif hem de kullanım açısından bilinçli insanlar tarafından hala tercih ediliyor.Dekoratif sünger evinize koyduğunuzda kötü kokuları ve sigara dumanını çekme özelliğine sahip.Duşta kullanmayı tercih ederseniz,iyi baktığınızda(nemli bırakmayın ve mutlaka durulayın) en az on sene kullanılabiliyor.
Bodrum'da aslında sünger avcılığı yapılan başlıca yerlerden birisiymiş, hatta buradaki dükkan sahipleri stokları azaldığında Bodrum'daki süngercilerden alış veriş yaparlarmış ama kaç senedir yazlarımı orada geçirmeme rağmen buradaki kadar dikkatimi çekmemişti.Belki de burada turist olduğum içindir:)
Zamanında 300 küsur botla çıkılan bu seferler artık neredeyse 10 tekneye kadar düşmüş.Artık daha konforlu ve güvenli olan avcılığı, okullarla yaygınlaştırmaya çalışsalar
da,gençler başka alanlara yöneliyormuş.Mesela limanın arka sokaklarında ki minik,sevimli fakat terkedilmiş evlerin sahiplerinin çoğu inşaat gibi alanlarda çalışmak üzere Avusturalya'ya göç etmiş.Bugünlerde kötü olan ekonomileri de herhalde üstüne tüy dikmiş olmalı..
Yine de Kalymnos'ta bir sürü sünger dükkanı bulabilirsiniz.Her kalite ve keseye göre seçenekler bulunuyor...
Nilay'cım ne çok şey öğrendim sungerler hep ilgimi cekmistir babamın aktarlık yaptığı zamanda tahtakaledeki dükkanında sünger satardı bende her gidişte onlara dokunurdum incelerdim hatta annem bizi süngerle yıkardı...
YanıtlaSil