11 Temmuz 2013 Perşembe

Alınacak dersler,yapılacak işler..

Patmos'ta sıradan bir güne başlamıştık,sanki Patmosluymuşuz gibi..Kahvaltımızı ettik.Biz annemle yüzmek için plaja giderken,Nihan ve Babür'de çıkış işlemlerini halletmek için Port Police ile görüşmeye gittiler ki,kendileri ömrümde gördüğüm en gıcık insanlardı.Sağolsunlar,giriş işlemleri için gittiğimizde damgaları yepyeni pasaportun orta  sayfasına bastılar...

Denizde hoş beş yaparken,İsviçre işlemleri için görüştüğüm acentadan bir hafta içinde tüm evrakları halletmem gerektiğini bildiren bir mail geldi.(Bu da ayrı bir macera,belki onunla ilgili bir blog daha açarım,sevdim ben bu işi:))Ne yapsam bilemedim, dondum kaldım.Belli ki denizin ortasından hiç bir şey halledemeyecektim,bir yandanda şahsi hedefim dillere destan Santorini'yi görme şansını kaçırmak istemiyordum.Yaratıcı çözüm babamdan geldi.Yolda yürürken,herşeye dikkat eder ve bilir,13:30da feribot olduğunu görmüş.Üstümde hala bikinilerle koşturdum tekneye,eşyalarımı topladım.Sonra, adada arada bul Nihan'ları ,pasaportum onlarda.Biletimi aldım.15 dakika içinde oldu tüm bunlar,bir baktım katamaran ile Türkiye'ye dönüyorum...

Yaklaşık iki haftadır denizdeydik,sanki yıllar geçmiş gibi..Rüzgar,dalga boğuşurken günler süren yoldan sonra iki saatte Kos'taydım.Yelken büyük keyif,hele rüzgar güzelse..Teknenin yatışı,o sessizlikte süzülür gibi gidişimiz,yüzüne çarpan,saçlarını okşayan rüzgar..Motor gücüde güzelmiş vesselam.Yelkenle seyahat ederken sinir olurdum arkalarında bıraktıkları dalgalara ama bu sefer biz katamaranla uça uça giderken,dalgalarımızla sallanan yelkenlileri izlemekte keyifliydi:)

Böylece vardım güzel ülkeme..Ben giderken ailemde Mykonos'a doğru yola çıkacaktı.Rota sorumlusu Babür"Patmos-Mykonos arası uzun,oradaki bir pasajda hava sertmiş,belki bir adaya sığınırız" demişti.Ne yaptılar merak ediyorum,arıyorum arıyorum açmıyorlar.Hadi dedim,telefon çekmiyor.Böylece akşam oldu..Arıyorum,yok!İyi düşün,olumlu ol diyorum kendi kendime fakat kalbim gümbür gümbür..Zaten bir tek benim ve babamın telefonunu açtırmıştık yurtdışına,önemli işi olan bizden ulaşır diye,arayabileceğim bir tek babam var.Sabaha kadar aradım,bir yerlerden internete girerler diye hepsine mesaj döşendim..Babamın dandirik telefonu çekmiyordur diye aradım hattımızın müşteri hizmetlerini,annemin telefonunu yurtdışına açtırdım.Ona da ulaşılamıyor..Ertesi sabah oldu..

Hadi dedim yine,kuruntulu bir kontrol manyağısın,bak gör bugün arayacaklar.Öğlen oldu,kimse aramadı.Delirdim!"Koca insansınız,insan şarjına bir bakmaz mı,hadi siz iyisiniz belki ben öldüm kaldım yollarda insan merak etmez mii!"Sayıyorum içimden..Bizim sahil güvenliği aradım.Çok kibar bir beyefendi endişelenmememi,kötü bir olay olsaydı mutlaka duymuş olacaklarını fakat resmi olarak kendilerinin o kara sularına karışamadıklarını söyledi.Girdim nete,Mykonos Port Police numarasını buldum.İngilizce konuşamayan,afedersiniz öküzün biri açtı telefonu."Oraya varmış mı Avanti diye bir tekne,kontrol eder misiniz?" dedim,"marinayı ara"dedi,suratıma kapadı amcam.Ais kontrol sitesini açtım,o civardaki teknelere bakıp netten numaralarını bulabilirmiyim diye bakıyorum,saçmasapan çabalar..

Marina numaralarına baktım netten,yok.Bu arada,bir yere bağlanmış keyif yaparken beni unutmuşta olabilirler ama başlarına bir şey gelmişte olabilir,emin değilim ki..Yani,o anda sadece onları sağsağlim bulmak istiyorum ki,beni aramadıkları için kendim ellerimle zarar vereyim..!

Leros'ta ki o kötü yangına şahit olduğumuzda Nihan Turksail.com diye bir siteden bahsetmişti.Nihan belki bahsetmek isterler diye site yetkilisi Serdar Bey'e olayı haber verdiğinde,Serdar Bey hem kibar ve ivedi bir şekilde geribildirim yapmış,hem de Nihan'ın yazısından başarılı bir haber oluşturmuştu.Nihan'da mutlu olmuş,anlatmıştı bana.Aklıma o geldi.Bu arada saat gece 11:00 civarı...Girdim siteye,mail atıp durumu anlattım.Serdar Bey sağolsun,hemen cevap yazdı"endişelenmeyin,elimizden geldiği kadar yardımcı oluruz"diye..

Bütün gece uyuyamadım,artık üçüncü gün oluyor kesin kötü bir şey var diye..Sabah 10:00,telefonum çalıyor.Babür!"İlk önce rahatla ve endişelenme,Amorgos yakınlarında bir adaya sığındık.Burada yerleşim yok,sadece keçiler var.Telefon çeksin diye kayalara tırmandık"dedi.Rüzgar sert olduğu için rota tamamen değişmiş.Tabii yerleşim yoksa teknolojide yok..Hava durumunu kontrol edermisin ona göre yola çıkalım diyorlar..Saydım,sövdüm,konuştuk..Sırtımdan öyle bir yük kalktı ki..Bende haberleri verdim tabii,herkese kaybolduğunuzu söyledim artık ünlüsünüz diye:)Kapadığım anda Serdar Bey aradı,dostlarımızdan haber var mı diye soruyor..Ona da özetledim durumu..Tamamen çaresiz hissediyordum,benim resmi makamlarla hiç işim olmaz ki genelde,ne yapacağımı bile bilemedim.Allahtan turksail.com aklıma geldi.En azından deneyimli,danışabileceğim birileri,Hızır gibi:)

Akşam oldu,annemin telefonundan Nihan arıyor.Telefon çeksin diye çıkmış tepeye.."Burada hiç bir şey yok,yatıp kitap okuyoruz.Babür keçilere bakıp,ateşte çevirsek hayalleri kuruyor.Rüzgardan kaçan başka küçük teknelerde geldi.Buralarda avlanan balıkçılarla arkadaşlık kurduk,bize symi karidesi verdiler akşam onu yiyeceğiz.Suyumuz bitmesin diye bulaşıkları deniz suyunda yıkayacağız"dedi.Teknenin radarı fırtınada uçup gitmiş bu arada,hey Allahım!Neyse,en azından haber vermezlerse başlarına gelecekleri öğrendiler,sık sık ararlar artık..

Böylece bu hikaye mutlu sonla bitti dostlar,bitmeseydi ballandıra ballandıra anlatamazdım zaten..Ama alınacak ders çok.Bir kere herkes Ais taktırsın teknesine,delirtmeyin insanı!İkincisi,istediğiniz kadar deneyimli,bilgili olun yola çıkmadan araştırın iyice,karadan birileri ile de iletişim kurun sürekli.Bugün haber vermeseler,daha yeni harekete geçilecekti.Düşünün üçüncü gün!Ki,arada bir sürü protokol vs..Allah korusun!

Avanti'nin macerası devam ediyor,inşallah bu yolculuk güzel anılarla devam eder..Bana gelince, plana göre uçakla Atina'ya geçip orada buluşacaktım sevdiceklerimle,böylece Santorini'mi görecektim dönüş yolunda..Fakat  vize başvurumu hemen yapmak için pasaportumu yollamak zorundaymışım.Pasaportsuz gidemeyeceğime göre,gerisi kader..

Denizci selamıymış,bunu söylemeden geçeni döverlermiş dediler; Allah selamet versin,hepimize..!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder